You can provide feedback, ask questions and request new features on our Duolingo Forum — be welcome to join us there :)
Streak Hall of Fame

Please, click right here to update your stats. Remember that your profile must be public for duome to be able to visualize the data.


268

M.AtillaEr

M Atilla Erdem

1558548 XP#8936
3174#6732
27715#14501
2009

Learning English from Turkish

Level 25 · 1558548 XP

Skills: 55

Lessons: 285

Lexemes: 1952

Strength: 62%

Created: 2016-03-07
Streak Extended: 2024-11-17
Timezone: UTC+3

Last update: 2024-11-17 20:42:07 GMT+3


170634978

XP per Skill (4 weeks)raw

Skills by StrengthCrownsDateNameOriginal Order

  • ••• -16 Temeller 112 @ 100% 0
    a · am · an · and · apple · boy · bread · drink · drinks · eat · eats · girl · he · i · is · man · she · the · water · woman
    20 words
  • ••• -16 Temeller 221 @ 100% 0
    are · book · boys · child · children · girls · has · men · menu · milk · newspaper · read · reads · rice · sandwich · they · we · women
    18 words

    Belirli Harfitarif: The

    Her İngilizce öğrenen Türkün kafasını en çok karıştıran şey the, yani belirli harfitarif, bilindik bir nesneden bahsederken kullanılır. Kafamızı karıştırmasının sebebi tabii ki dilimizde tam olarak karşılığı olmaması. Ama aslında, cümledeki “nesne”de kullaınıldığı zaman dilimizde bir karşılığı var, “ismin belirtme hali”. Örneklerle kullanıldığı yerleri ve çevirileri özetlersek:

    1 “ismin –i hali” durumu. yani cümledeki nesnenin belirli bi nesne olması:

    • The men eat apples: Adamlar elma yer (Herhangi bir elma)
    • The men eat the apples: Adamlar elmaları yer.
    • The men eat the apple: Adamlar elma yer. (Belirli bir elma, karşımızdaki hangi elmadan bahsettiğimizin farkında)

    (Türkçede bazı fiiller ismin -e halini gerektirdiğinden bu durum orada geçerli değildir "I look at the mirror" ya da "I look at a mirror" ikisi de "aynaya bakarım" şeklinde çevrilebilir. ama nesne tekilse a ya da the'dan birinin kullanılması gerekir)

    2 Belirli, daha önceden bahsettiğimiz bir özne olması durumu:

    My mother was sick yesterday. I called a doctor. The doctor arrived soon and gave her some medicine. (Burada bir önceki cümlede doktordan bahsettiğimiz için 3. cümledeki “doktor” belirli hale gelir, the kullanmak şarttır.)

    3 ..have/has the…” cümleleri En çok kafa karıştıran cümleler bunlar, çünkü “the” girince araya Türkçedeki cümlenin yapısı tamamen değişiyor. Bunu da örnekle açıklamıştım daha önce:

    • Should we buy some plates for Selcen? (Selcen için tabak alsak mı?)
    • No, the girl has plates. (Hayır kızın –Selcen’in- tabakları var)

    • Where are the plates we bought yesterday? (Dün aldığımız tabaklar nerede?)

    • Selcen has the plates. (Tabaklar Selcen’de. Selcen’in tabakları var yanlış!)

    ek: peki ya belirli bir nesnenin birini ait olduğunu söylemek istersek ne kullanacağız? o zaman "possessive pronoun" yani iyelik zamiri kullanmalıyız. yani "the plates are hers" ya da "the plates are Selcen's" ya da "the plates belong to Selcen".

    4 the'yı her zaman kullanmamız gereken yerler

    • doğayla ilgili, evrende bir tane olan şeyler. örneğin: the world , the moon, the sky, the sun, the North pole, the universe gibi

    • yine bir tane olan, özel coğrafi yerler için. örneğin: the Alps, the river Rhine, the Black Sea, the Pacific Ocean

    • Birleşik devletlerden ve impratorluklardan oluşan ülkeler: the United States of America, the United Kingdom, the United Arabic Emirates, the Ottoman Empire

    • topluca bir gruptan bahsetmek için: the Turkish (Türkler), the rich (zenginler), the Öztürks (Öztürkler yani Öztürk ailesi)

    • sıralama sayıları: the first, the fifth, the tenth

    • müzik aletleri: the piano, the violin

    5 church ( kilise ), mosque ( cami ), hospital ( hastane ), prison ( hapishane ), school ( okul ) gibi kelimeler, bina olarak düşünülüyorsa the kullanılır ama iş/ibadet/eğitim gibi amaçlarla gidildiğinde the kullanılamaz. Yani cuma günü camiye namaz kılmaya gidiyorsanız “I go to mosque”, ama Sultan Ahmet Camii’ne turist olarak gidiyorsanız “I go to the mosque” kullanılır.

    Kısaca Çoğullar

    • İngilizcede genel olarak çoğul yapmak için kelimelerin sonuna -s eki getirilir. Örneğin: books, boys, girls, vs.
    • Ancak bazı kelimelerin çoğulları tamamen düzensizdir (irregular). Örneğin: child/children, woman/women, man/men
    • Ayrıca, bazı kelimeler İngilizcede “sayılamaz” (uncountable) olarak değerlendirilir ve çoğul yapılamaz. Örneğin: milk, bread, water
  • ••• -16 Yaygın İfadeler23 @ 100% 0
    bye · english · fine · goodbye · hello · no · not · please · sorry · speaks · thanks · yes
    12 words
  • ••• -16 Yemekler31 @ 100% 0
    beef · beer · breakfast · cheese · chicken · coffee · dinner · egg · fish · food · fruit · juice · lemon · lunch · meal · meat · oil · orange · pasta · plate · pork · salt · soup · strawberry · sugar · tea · tomato · vegetarian · wine
    29 words
  • ••• -16 Hayvanlar33 @ 100% 0
    animal · bear · bird · cat · crab · dog · duck · elephant · horse · mouse · spider · turtle
    12 words
  • ••• -16 Çoğullar42 @ 100% 0
    animals · apples · birds · books · cats · dogs · ducks · elephants · horses · newspapers · plates · sandwiches · turtles
    13 words

    İngilizcede genel olarak "çoğul" yapmak için kelimelerin sonuna "-s" eki getirilir.

    Örneğin: books, boys, girls, vs. Ancak bir çok kelime bu kurala uymaz (düzensiz/irregular):

    • -o ile biten bazı kelimeler -s yerine -es ile çoğul olur. Örneğin: potato/potatoes, tomato/tomatoes, hero/heroes ama piano/pianos, photo/photos, vs.
    • -fe veya -f ile biten kelimelerde f v’ye dönüşerek ves olarak çoğul olur. Örneğin: knife/knives, wife/wives, half/halves, wolf/wolves, vs.
    • -is ile biten bazı kelimeler -es ile çoğul olur. Örneğin: analysis/analyses, thesis/theses, vs.
    • -us ile biten bazı kelimeler -i ile çoğul olur. Örneğin: cactus/cacti, vs.
    • -on ile biten bazı kelimeler -a ile çoğul olur. Örneğin: criterion/criteria, phenomenon/phenomena, vs.
    • sessiz harfi takip eden -y ile biten kelimelerde y i’ye dönüşerek ies olarak çoğul olur. Örneğin: cherry/cherries, lady/ladies, vs. AMA y’den önce sesli varsa, sadece –s eklenir, örneğin days, trays, boys, vs.
    • Ancak bazı kelimelerin çoğulları tamamen düzensizdir (irregular). Örneğin: child/children, woman/women, man/men, foot/feet, person/people (bazı durumlarda persons kullanılabilir), tooth/teeth, mouse/mice, vs.
    • Bazı kelimelerin (özellikle hayvan isimlerinin) çoğulları tekilleriyle aynıdır. Örneğin: bison, buffalo, deer, fish, moose, pike, sheep, salmon, squid, vs. Ancak bilimsel olarak kullanıldıklarında, mesela tür adından bahsederken çoğul hale gelebilirler. Örneğin: “The fishes of this lake are bass and trout.”.
    • Species, news, series gibi kelimeler çoğul gibi görünse de, hem tekil hem çoğul olarak kullanılabilir.

    Diller birbirine birebir çevrilemediği gibi, çoğulluk-tekillik de her zaman çevrilemez. Genel ifadelerde Türkçede tekil, İngilizcede ise çoğul kullanıyoruz. Örnek vermek gerekirse, Türkçede Adamlar elmalar yer(ler) diye bir cümle olmaz, genel olarak adamların elma yediğini belirtmek içinAdamlar elma yer(ler)deriz. İngilizcede ise bu tip genel ifadeler için çoğul kullanılır: The men eat apples şeklinde. Şimdi aşağıdaki örneklere bakalım:

    • The men eat apples: Adamlar elma yer
    • The men eat apple: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz
    • The men eat an apple: Adamlar (bir) elma yer.
    • The men eat five apples: Adamlar beş elma yer. Adamlar beş elmalar yer Türkçe dilbilgisi açısından yanlıştır
    • The men eat the apples: Adamlar elmaları yer.
    • The men eat the apple: Adamlar elmayı yer.

    İngilizcede çoğulluk durumununsa bir istisnası var, sayılamayan nesneler, yani uncountable nouns. Bununla ilgili şu yoruma bakınız. Şuradaki listeye de göz atabilirsiniz. http://www.englishclub.com/vocabulary/nouns-uncountable-list.htm Bu tip nesnelerin çoğulu olmadığından tekil kullanılır:

    • The men eat bread: Adamlar ekmek yer
    • The men eat breads: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz
    • The men eat a bread: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz
    • The men eat a loaf of bread: Adamlar bir somun ekmek yer.
    • The men eat five loaves of bread: Adamlar beş somun ekmek yer.
    • The men eat the bread: Adamlar ekmeği yer
    • The men eat the breads: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz
  • ••• -16 İyelik51 @ 100% 0
    ' · 's · her · his · its · mine · my · our · ours · their · your · yours
    12 words

    İyelik sıfatları kendilerinden sonra gelen nesneleri tanımlarken, iyelik zamirleri bu nesnelerin yerini tutar.

    Mesela:

    This is my apple. (Bu benim elmam) AMA This apple is mine. (Bu elma benim)

    Özne Zamiri/İyelik Sıfatı/İyelik Zamiri:

    • I / My / Mine
    • You / Your / Yours
    • He / His / His
    • She / Her / Hers
    • It / Its / Its
    • We / Our / Ours
    • They / Their / Theirs
  • ••• -16 Nesne zamirleri53 @ 100% 0
    her · him · it · me · them · us · you
    7 words

  • ••• -16 Giyim62 @ 100% 0
    clothes · pants · wear · wears
    4 words
  • ••• -16 Fiiller: Geniş71 @ 100% 0
    cooks · design · find · go · goes · hear · hears · know · like · likes · listen · listens · loves · make · pays · play · plays · rains · run · runs · says · sees · sleeps · support · swim · swims · take · tell · use · walk · walks · want · wants · work · writes
    35 words

    Geniş zaman özellikle yinelenen iş ve alışkanlıkları, genel durumları belirtmek için kullanılır.

    Sadece 3. tekil şahıs (yani he/she/it ya da onların yerine geçecek şahıs adları) "s" takısı alır. diğer kişiler için fiil takısız olur:

    Örneğin içmek 'drink' fiili için:

    • I drink
    • you drink
    • he/she/it drinks
    • we drink
    • you drink
    • they drink
  • ••• -16 Renkler73 @ 100% 0
    black · blue · brown · colorful · gray · green · orange · pink · purple · red · white · yellow
    12 words
  • ••• -16 Sorular81 @ 100% 0
    do · does · have · what · what · when · where · which · which · who · whose · whose · why
    13 words
  • ••• 05 Bağlaçlar83 @ 100% 0
    because · but · if · or · that · when · whenever · while
    8 words
  • ••• 05 Edat92 @ 100% 0
    about · after · against · among · as · at · behind · between · by · during · except · for · from · in · like · near · of · off · on · out · over · to · towards · under · with · without
    26 words

    AT= "Zaman" için saatlerle birlikte kullanılır (at 3 o'clock, at dinnertime, at sunset, at noon etc.) "Yer" için kullanılırken böyle belirsiz yerleri tarif etmek istediğinde kullan örn "I live AT the 5th street in Tampa Bay" veya yerini bildirirken "I am at the bus stop/at the bus station/at the store/at the airport." gibi.

    IN= -ZAMAN için günün üç bölümü için kullan örn "I work IN the mornings but not IN the evenings or afternoons". -Aylardan bahsederken kullanmalısın örn "She is planning to get a present for her boyfriend because his birthday is IN March." -Mevsimlerle kullan örn "We're heading out to California IN Spring/Summer..." -Yıllarla kullan örn "Einstein was born IN 1879." -Yüzyıllarla birlikte kullanılabilir örn "The Victorian era was a period IN the 19th century." YER olarak "içinde" demek örnekler: "The principle is IN the classroom", "My friend is IN Germany at the moment (ülkeler, kıtalar, şehirler olabilir)", "She is IN trouble (durum belirtirken)", "I'm IN the car/taxi (araba-taksi için kullanılır)".

    ON= ZAMAN olarak kullandığında "günler, günlerin sabah, öğle ve akşam vakitleri, tarih belirttiğinde, bayram gününü belirtirken" kullan. Örnekler: "In this country nobody works ON Sundays" "ON Friday morning I had to go out to see my doctor" "Republic Day in Turkey is celebrated ON 29th of October" "ON New Year's Eve we went to a night club in town." YER için biliyorsun üstünde demek on, bir de sağda-solda derken bir kalıp vardır (the building is on your right/on your left gibi), bir şeye binmiş olabilirsin "I'm ON the train coming to New York" gibi bir de telefondayım demek için de "I'm ON the phone" kalıbını diyebilirsin".

  • ••• 05 Tarih ve Zaman101 @ 100% 0
    today · tomorrow · tonight · until
    4 words
  • ••• -16 Aile103 @ 100% 0
  • ••• -16 Meslekler112 @ 100% 0
    police
    1 words
  • ••• 05 Sıfatlar 1121 @ 100% 0
    afraid · alive · available · beautiful · bilingual · clean · convenient · cultural · different · dirty · efficient · excellent · expensive · familiar · famous · final · frequent · future · general · historical · human · important · impossible · independent · interesting · left · legal · little · living · local · main · military · minimum · modern · necessary · negative · next · normal · official · open · opposite · own · perfect · personal · popular · positive · possible · private · professional · real · recent · religious · responsible · sad · same · serious · special · tired · traditional · whole · wooden · wrong
    62 words
  • ••• 05 Fiiller: Geniş 2123 @ 75% 25
    answers · ask · believe · comes · consider · ends · fail · feel · follow · hope · include · includes · live · makes · mark · needs · offer · offers · open · pass · present · raise · remember · rest · return · returns · save · searches · seems · shows · sign · starts · stop · takes · thank · trust · wish · works
    38 words
  • ••• 05 Zarflar132 @ 100% 0
    again · almost · already · also · always · anywhere · approximately · as · away · clearly · completely · currently · definitely · easily · else · enough · especially · even · ever · exactly · far · finally · generally · here · however · just · late · later · least · more · much · necessarily · neither · never · nor · normally · now · once · only · perfectly · possibly · pretty · really · slowly · so · sometimes · soon · still · then · there · together · too · twice · usually · very · well · yet
    57 words
  • ••• 05 Yerler141 @ 75% 25
    along · into
    2 words
  • ••• 05 Nesneler143 @ 100% 0
    scissors · through · tv
    3 words
  • ••• 05 İnsanlar152 @ 100% 0
    people
    1 words
  • ••• 05 Seyahat161 @ 75% 25
    abroad · america · american · around · china · chinese · drive · england · europe · european · france · french · germany · international · italian · south · travel · travels · turn · turns
    20 words
  • ••• 05 Belirteç162 @ 100% 0
    all · all · another · any · anybody · anything · both · each · every · everybody · everyone · everything · few · no · nobody · none · nothing · one · other · someone · something · such · that · that · these · these · this · this · those · those
    30 words
  • ••• 05 Sayılar163 @ 100% 0
    amount · average · eight · eighteen · eighty · eleven · enough · fifteen · fifty · first · five · forty · four · fourteen · fourth · half · hundred · last · less · majority · many · meter · million · more · much · nine · nineteen · ninety · one · pair · per · seven · seventeen · seventy · six · sixteen · sixty · some · sum · ten · third · thirteen · thirty · thousands · three · total · twelve · twenty · two
    49 words
  • ••• 05 Fiiller: Geniş 3171 @ 100% 0
    adds · agree · allows · announce · appears · arrive · asks · assumes · begins · believes · calls · contains · continues · counts · creates · cuts · deliver · delivers · demands · dry · explains · feels · fill · finds · fits · fly · follows · gets · gives · helps · import · introduce · knows · leaves · lives · looks · mix · opens · presents · produces · put · puts · receives · reserve · reserves · respect · serves · sets · signs · sing · spend · supports · talks · tells · thinks · tries · uses · visits · watches · wins · wishes
    61 words
  • ••• 05 Eğitim173 @ 75% 25
    meaning · studies · teaching · training
    4 words
  • ••• 23 Fiiller: Geçmiş181 @ 75% 25
    answered · appeared · ate · born · called · came · cooked · decided · died · drank · entered · explained · fell · felt · finished · found · gave · had · happened · heard · informed · introduced · kept · knew · left · liked · listened · looked · lost · loved · made · opened · performed · played · rained · reached · recently · returned · said · saw · seemed · showed · spoke · started · stayed · stopped · supported · talked · thought · told · took · touched · tried · turned · used · walked · wanted · watched · went · were · won · wrote · yesterday
    63 words
  • ••• 23 Fiiller: Mastar Hali183 @ 50% 50
    add · be · buy · call · change · close · come · cook · create · do · enter · get · give · help · keep · learn · let · look · love · need · pay · place · rain · rent · say · see · sell · set · show · sleep · speak · start · study · think · touch · try · visit · write
    38 words
  • ••• 23 Fiiller: Geçmiş 2192 @ 75% 25
  • ••• 23 Soyut Nesneler 1201 @ 75% 25
  • ••• 23 Dereceli sıfatlar203 @ 75% 25
    able · alone · bad · best · better · big · bigger · cheaper · cleaner · clear · cold · deep · fair · fast · free · full · good · great · happy · hard · hot · large · less · long · new · nice · old · older · poor · prettier · pretty · pure · ready · rich · sharp · short · simple · small · smaller · strong · sure · sweet · tall · than · true · weak · worse · worst · young · younger
    50 words
  • ••• 23 Fiiller: Yakın Geçmiş Zaman212 @ 75% 25
    ago · before · previous · previously · since
    5 words
  • ••• 23 Fiiller: Mastar Hali 2221 @ 25% 75
    accept · achieve · affect · allow · analyze · answer · appear · apply · assume · avoid · beat · begin · belong · build · choose · continue · count · cover · cut · define · develop · die · exist · explain · finish · fit · forget · hate · how · improve · increase · leave · lets · lose · meet · miss · prepare · prevent · produce · reach · recover · repeat · respond · serve · shut · stay · suffer · talk · though · understand · wait · wake · win
    53 words
  • ••• 23 İlgi zamirleri223 @ 25% 75
    what · where · which · who · whom · whose
    6 words

    İlgi zamirleri iki cümleyi birleştirmek için kullanılır. Birleştirilen cümlelerden ikincisi ilkiyle ilgili bir bilgi verir.

    • which: cansızlar ve hayvanlar için
    • who/whom: insanlar için
    • that: which veya who yerine kullanılabilir
    • where: yer bilgisi için

    Genel olarak bunlar Türkçeye -idik ekiyle çevrilir (sevdiğim, bildiğin, doğduğu gibi).

    • whose: aitlik bilgisi verir. "olan" şeklinde ya da "-an" ekiyle çevrilir (yaşayan, doğan...)

    • of which, of what: bir grup isminde bazılarını tanımlarken kullanılırlar. "olan" şeklinde çevrilirler.

  • ••• 23 Fiiller: -miş+hikaye232 @ 25% 75
  • ••• 23 Soyut Nesneler 2241 @ 25% 75
  • ••• 23 Dönüşlü zamirler242 @ 25% 75
    herself · himself · itself · myself · ourselves · themselves · yourself · yourselves
    8 words
  • ••• 23 Doğa243 @ 25% 75
    down · up
    2 words
  • ••• 23 Fiiller: İsim Fiil251 @ 25% 75
    calling · coming · cooking · doing · drinking · eating · following · getting · giving · going · happening · having · including · leaving · looking · making · paying · playing · raining · reading · running · saying · seeing · sitting · sleeping · speaking · starting · studying · swimming · taking · talking · thinking · touching · trying · waiting · walking · watching · wearing · working · writing
    40 words
  • ••• 23 Spor253 @ 50% 50
    exercise · exercises · jump · jumps · kick · scored
    6 words
  • ••• 23 Sanat261 @ 50% 50
    musical · opening · painting
    3 words
  • ••• 32 İletişim263 @ 25% 75
    news
    1 words
  • ••• 32 Tıp271 @ 25% 75
    ill · sick
    2 words
  • ••• 32 Fiiller: Gelecek272 @ 25% 75
  • ••• 32 Politika273 @ 25% 75
    national
    1 words
  • ••• 32 Fiiller: İfadesel Gelecek Zaman281 @ 25% 75
  • ••• 32 Bilim283 @ 25% 75
    alcohol · decrease · discover · electric
    4 words
  • ••• 32 Gelecekte tamamlanmışlık292 @ 25% 75
  • ••• 32 İşletme301 @ 25% 75
    advertising · costs · global
    3 words
  • ••• 32 Fiiller: Kiplik303 @ 25% 75
    can · cannot · could · may · must · should · would
    7 words
  • ••• 32 Olaylar311 @ 25% 75
  • ••• 32 Fiiller: Şartlı Geçmiş312 @ 25% 75
  • ••• 23 Nitelikler313 @ 25% 75
Cached // 2023-05-310.029

··········· Table of Contents ···········

Temeller 2 3 · 2024-11-05 ^

Belirli Harfitarif: The

Her İngilizce öğrenen Türkün kafasını en çok karıştıran şey the, yani belirli harfitarif, bilindik bir nesneden bahsederken kullanılır. Kafamızı karıştırmasının sebebi tabii ki dilimizde tam olarak karşılığı olmaması. Ama aslında, cümledeki “nesne”de kullaınıldığı zaman dilimizde bir karşılığı var, “ismin belirtme hali”. Örneklerle kullanıldığı yerleri ve çevirileri özetlersek:

1 “ismin –i hali” durumu. yani cümledeki nesnenin belirli bi nesne olması:

  • The men eat apples: Adamlar elma yer (Herhangi bir elma)
  • The men eat the apples: Adamlar elmaları yer.
  • The men eat the apple: Adamlar elma yer. (Belirli bir elma, karşımızdaki hangi elmadan bahsettiğimizin farkında)

(Türkçede bazı fiiller ismin -e halini gerektirdiğinden bu durum orada geçerli değildir "I look at the mirror" ya da "I look at a mirror" ikisi de "aynaya bakarım" şeklinde çevrilebilir. ama nesne tekilse a ya da the'dan birinin kullanılması gerekir)

2 Belirli, daha önceden bahsettiğimiz bir özne olması durumu:

My mother was sick yesterday. I called a doctor. The doctor arrived soon and gave her some medicine. (Burada bir önceki cümlede doktordan bahsettiğimiz için 3. cümledeki “doktor” belirli hale gelir, the kullanmak şarttır.)

3 ..have/has the…” cümleleri En çok kafa karıştıran cümleler bunlar, çünkü “the” girince araya Türkçedeki cümlenin yapısı tamamen değişiyor. Bunu da örnekle açıklamıştım daha önce:

  • Should we buy some plates for Selcen? (Selcen için tabak alsak mı?)
  • No, the girl has plates. (Hayır kızın –Selcen’in- tabakları var)

  • Where are the plates we bought yesterday? (Dün aldığımız tabaklar nerede?)

  • Selcen has the plates. (Tabaklar Selcen’de. Selcen’in tabakları var yanlış!)

ek: peki ya belirli bir nesnenin birini ait olduğunu söylemek istersek ne kullanacağız? o zaman "possessive pronoun" yani iyelik zamiri kullanmalıyız. yani "the plates are hers" ya da "the plates are Selcen's" ya da "the plates belong to Selcen".

4 the'yı her zaman kullanmamız gereken yerler

  • doğayla ilgili, evrende bir tane olan şeyler. örneğin: the world , the moon, the sky, the sun, the North pole, the universe gibi

  • yine bir tane olan, özel coğrafi yerler için. örneğin: the Alps, the river Rhine, the Black Sea, the Pacific Ocean

  • Birleşik devletlerden ve impratorluklardan oluşan ülkeler: the United States of America, the United Kingdom, the United Arabic Emirates, the Ottoman Empire

  • topluca bir gruptan bahsetmek için: the Turkish (Türkler), the rich (zenginler), the Öztürks (Öztürkler yani Öztürk ailesi)

  • sıralama sayıları: the first, the fifth, the tenth

  • müzik aletleri: the piano, the violin

5 church ( kilise ), mosque ( cami ), hospital ( hastane ), prison ( hapishane ), school ( okul ) gibi kelimeler, bina olarak düşünülüyorsa the kullanılır ama iş/ibadet/eğitim gibi amaçlarla gidildiğinde the kullanılamaz. Yani cuma günü camiye namaz kılmaya gidiyorsanız “I go to mosque”, ama Sultan Ahmet Camii’ne turist olarak gidiyorsanız “I go to the mosque” kullanılır.

Kısaca Çoğullar

  • İngilizcede genel olarak çoğul yapmak için kelimelerin sonuna -s eki getirilir. Örneğin: books, boys, girls, vs.
  • Ancak bazı kelimelerin çoğulları tamamen düzensizdir (irregular). Örneğin: child/children, woman/women, man/men
  • Ayrıca, bazı kelimeler İngilizcede “sayılamaz” (uncountable) olarak değerlendirilir ve çoğul yapılamaz. Örneğin: milk, bread, water

Çoğullar 3 · 2024-11-05 ^

İngilizcede genel olarak "çoğul" yapmak için kelimelerin sonuna "-s" eki getirilir.

Örneğin: books, boys, girls, vs. Ancak bir çok kelime bu kurala uymaz (düzensiz/irregular):

  • -o ile biten bazı kelimeler -s yerine -es ile çoğul olur. Örneğin: potato/potatoes, tomato/tomatoes, hero/heroes ama piano/pianos, photo/photos, vs.
  • -fe veya -f ile biten kelimelerde f v’ye dönüşerek ves olarak çoğul olur. Örneğin: knife/knives, wife/wives, half/halves, wolf/wolves, vs.
  • -is ile biten bazı kelimeler -es ile çoğul olur. Örneğin: analysis/analyses, thesis/theses, vs.
  • -us ile biten bazı kelimeler -i ile çoğul olur. Örneğin: cactus/cacti, vs.
  • -on ile biten bazı kelimeler -a ile çoğul olur. Örneğin: criterion/criteria, phenomenon/phenomena, vs.
  • sessiz harfi takip eden -y ile biten kelimelerde y i’ye dönüşerek ies olarak çoğul olur. Örneğin: cherry/cherries, lady/ladies, vs. AMA y’den önce sesli varsa, sadece –s eklenir, örneğin days, trays, boys, vs.
  • Ancak bazı kelimelerin çoğulları tamamen düzensizdir (irregular). Örneğin: child/children, woman/women, man/men, foot/feet, person/people (bazı durumlarda persons kullanılabilir), tooth/teeth, mouse/mice, vs.
  • Bazı kelimelerin (özellikle hayvan isimlerinin) çoğulları tekilleriyle aynıdır. Örneğin: bison, buffalo, deer, fish, moose, pike, sheep, salmon, squid, vs. Ancak bilimsel olarak kullanıldıklarında, mesela tür adından bahsederken çoğul hale gelebilirler. Örneğin: “The fishes of this lake are bass and trout.”.
  • Species, news, series gibi kelimeler çoğul gibi görünse de, hem tekil hem çoğul olarak kullanılabilir.

Diller birbirine birebir çevrilemediği gibi, çoğulluk-tekillik de her zaman çevrilemez. Genel ifadelerde Türkçede tekil, İngilizcede ise çoğul kullanıyoruz. Örnek vermek gerekirse, Türkçede Adamlar elmalar yer(ler) diye bir cümle olmaz, genel olarak adamların elma yediğini belirtmek içinAdamlar elma yer(ler)deriz. İngilizcede ise bu tip genel ifadeler için çoğul kullanılır: The men eat apples şeklinde. Şimdi aşağıdaki örneklere bakalım:

  • The men eat apples: Adamlar elma yer
  • The men eat apple: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz
  • The men eat an apple: Adamlar (bir) elma yer.
  • The men eat five apples: Adamlar beş elma yer. Adamlar beş elmalar yer Türkçe dilbilgisi açısından yanlıştır
  • The men eat the apples: Adamlar elmaları yer.
  • The men eat the apple: Adamlar elmayı yer.

İngilizcede çoğulluk durumununsa bir istisnası var, sayılamayan nesneler, yani uncountable nouns. Bununla ilgili şu yoruma bakınız. Şuradaki listeye de göz atabilirsiniz. http://www.englishclub.com/vocabulary/nouns-uncountable-list.htm Bu tip nesnelerin çoğulu olmadığından tekil kullanılır:

  • The men eat bread: Adamlar ekmek yer
  • The men eat breads: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz
  • The men eat a bread: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz
  • The men eat a loaf of bread: Adamlar bir somun ekmek yer.
  • The men eat five loaves of bread: Adamlar beş somun ekmek yer.
  • The men eat the bread: Adamlar ekmeği yer
  • The men eat the breads: Bu cümle İngilizce dilbilgisi bakımından yanlıştır, kullanılamaz

İyelik 2 · 2024-11-05 ^

İyelik sıfatları kendilerinden sonra gelen nesneleri tanımlarken, iyelik zamirleri bu nesnelerin yerini tutar.

Mesela:

This is my apple. (Bu benim elmam) AMA This apple is mine. (Bu elma benim)

Özne Zamiri/İyelik Sıfatı/İyelik Zamiri:

  • I / My / Mine
  • You / Your / Yours
  • He / His / His
  • She / Her / Hers
  • It / Its / Its
  • We / Our / Ours
  • They / Their / Theirs

Nesne zamirleri 2 · 2024-11-05 ^

Fiiller: Geniş 2 · 2024-11-05 ^

Geniş zaman özellikle yinelenen iş ve alışkanlıkları, genel durumları belirtmek için kullanılır.

Sadece 3. tekil şahıs (yani he/she/it ya da onların yerine geçecek şahıs adları) "s" takısı alır. diğer kişiler için fiil takısız olur:

Örneğin içmek 'drink' fiili için:

  • I drink
  • you drink
  • he/she/it drinks
  • we drink
  • you drink
  • they drink

Edat 2 · 2024-11-05 ^

AT= "Zaman" için saatlerle birlikte kullanılır (at 3 o'clock, at dinnertime, at sunset, at noon etc.) "Yer" için kullanılırken böyle belirsiz yerleri tarif etmek istediğinde kullan örn "I live AT the 5th street in Tampa Bay" veya yerini bildirirken "I am at the bus stop/at the bus station/at the store/at the airport." gibi.

IN= -ZAMAN için günün üç bölümü için kullan örn "I work IN the mornings but not IN the evenings or afternoons". -Aylardan bahsederken kullanmalısın örn "She is planning to get a present for her boyfriend because his birthday is IN March." -Mevsimlerle kullan örn "We're heading out to California IN Spring/Summer..." -Yıllarla kullan örn "Einstein was born IN 1879." -Yüzyıllarla birlikte kullanılabilir örn "The Victorian era was a period IN the 19th century." YER olarak "içinde" demek örnekler: "The principle is IN the classroom", "My friend is IN Germany at the moment (ülkeler, kıtalar, şehirler olabilir)", "She is IN trouble (durum belirtirken)", "I'm IN the car/taxi (araba-taksi için kullanılır)".

ON= ZAMAN olarak kullandığında "günler, günlerin sabah, öğle ve akşam vakitleri, tarih belirttiğinde, bayram gününü belirtirken" kullan. Örnekler: "In this country nobody works ON Sundays" "ON Friday morning I had to go out to see my doctor" "Republic Day in Turkey is celebrated ON 29th of October" "ON New Year's Eve we went to a night club in town." YER için biliyorsun üstünde demek on, bir de sağda-solda derken bir kalıp vardır (the building is on your right/on your left gibi), bir şeye binmiş olabilirsin "I'm ON the train coming to New York" gibi bir de telefondayım demek için de "I'm ON the phone" kalıbını diyebilirsin".

İlgi zamirleri 2 · 2024-11-05 ^

İlgi zamirleri iki cümleyi birleştirmek için kullanılır. Birleştirilen cümlelerden ikincisi ilkiyle ilgili bir bilgi verir.

  • which: cansızlar ve hayvanlar için
  • who/whom: insanlar için
  • that: which veya who yerine kullanılabilir
  • where: yer bilgisi için

Genel olarak bunlar Türkçeye -idik ekiyle çevrilir (sevdiğim, bildiğin, doğduğu gibi).

  • whose: aitlik bilgisi verir. "olan" şeklinde ya da "-an" ekiyle çevrilir (yaşayan, doğan...)

  • of which, of what: bir grup isminde bazılarını tanımlarken kullanılırlar. "olan" şeklinde çevrilirler.


7 skills with tips and notes

 
0.735